Twiga, 1824’ün Ocak ayında günümüzde Uganda olarak bilinen ancak o tarihlerde henüz keşfedilmemiş topraklarda hayata gözlerini açtı. Babası, Nil Nehri’nin doğduğu bölgedeki en büyük kabilenin reisi idi. Bundan dolayı doğduğundan itibaren ailesi ve yakın çevresi tarafından bir savaşçı ve geleceğin lideri olarak yetiştirildi. Henüz 2 yaşında boyun atma ve dolama dahil bütün savaş tekniklerini ustaca kullanmaya başladı. Babası ona her zaman sinirlerine hakim olması ve duruşunu koruması konusunda öğütler veriyordu ki bu öğütler gelecekte bir yönetici olarak onun en çok ihtiyaç duyduğu meziyetlerdi.
Tarihler 1827’yi gösterirken Sudan’a yaptığı bir seyahat sırasında devriyeci askerler tarafından yakalanarak Sennar kenti yakınlarındaki karargah bahçesinde beslenmeye başlandı. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, karargaha yaptığı bir ziyarette onu yanına aldı ve Mısır’daki sarayına götürdü. Sarayda geçirdiği birkaç ayda Osmanlı ve Kuzey Afrika kültürlerinden çokça etkilendi ancak geldiği yeri ve adını hiçbir zaman unutmayacaktı. Sarayın bahçesinde, gelecekte çok yakın arkadaş olacakları Cosmo adındaki oklu kirpi ile tanıştı. Birlikte pek çok keşif yapan ikili büyük maceraların temellerini burada atmış oldu.
Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın ilişkileri düzeltmek adına zamanın Fransız kralı X. Charles’a gönderdiği hediye kafilesi içinde o da vardı. Ve bu şekilde Twiga’nın Avrupa macerası başlamış oldu. Kralın, botanik bahçesi ve hayvanat bahçesi mülkiyetinde yaklaşık 18 yıl yaşadı. Beraber görev yapacağı birçok arkadaşını bu bahçede tanıyan Twiga bu 18 yıllık süreçte kendisinden 300 yıl önce yine Fransa’da yaşamış olan Medici zürafasının bıraktığı eserleri ve seyahatnamesini okuyarak kendisini geliştirdi. Ayrıca onun izinden giderek Dünya’yı gezdi, çok çeşitli kültürlerden hayvanlar ile tanıştı ve yeteneklerini geliştirdi.
Twiga, Fransa yılları sırasında 8 kıtanın seçilmiş hayvanlarından oluşan gizli bir organizasyon kurdu. Manifaturacılar, şimdiki bilinen adı ile C.O.V.A. 19 ve 20. yüzyılın en prestijli vahşi hayvan organizasyonudur.