Bugün gezimizin son ve dönüş günüydü. Kopenhag ve Malmö hakkında bilgilendirme ve değerlendirme yapacak olursam, Kopenhag nüfusunun 1.4 milyon olmasını da göz önünde bulunduruğumuzda oldukça küçük bir şehir, Türkiye’de bir şehre benzetecek olursam hem nüfusu hem şehrin genel yapısı olarak Eskişehir’e benzetiyorum.
Şehirde tıpkı Amsterdam ve Avrupa’daki birçok şehirde olduğu gibi bisiklet çok yaygın bir ulaşım aracı. Bundan dolayı araç trafiği az ve bisikletler için tasarlanmış yollar ve park alanları şehrin her yerinde bulunuyor.
Ayrıca Danimarka’ya ait “.dk” alan adı bizdeki gibi “.com.tr” şeklinde değil tekil olarak kullanılmakta, örneğin: “alacakaranlık.dk”. Ve yerel pek çok firma da “.com” veya “.net” yerine bu alan adını kullanmaktaydı. Neredeyse hiç “.com” içeren reklam panosu görmedim şehirde.
Yazının genelinde müzelerin oldukça küçük olduğundan bahsettim ancak bir noktada bunun olumlu bir özellik olduğunu fark ettim. Müzeler küçük olsa da bilgilendirici ve akıllıca tasarlandığı için yorulmadan müzelerdeki bütün yazıları okuyabiliyorsunuz ve her bir noktasını gezebiliyorsunuz. Müzelerden istenilen verimi alabilmek adına işime yaradı bu küçüklük.
Kopenhag Kart fiyatı başlangıçta biraz pahalı gelse de şehirde gezerken sadece onu kullanarak her yere girdiğimiz ve tek kuruş ek ücret ödemediğimiz için epey işimize yaradı. Kartın getirilerini sonuna kadar kullandığımızı düşünüyorum.
Bir de, 17 derecelik ortalama yaz sıcaklığını bırakıp 34 derecelik İstanbul’a gelmek güzel mi oldu bilmiyorum.