Sabah ilk olarak S2 treni ile Marienplatz’a oradan da U3 metrosu ile Hellabrunn hayvanat bahçesine geldik. Burası daha önce gezi yazısını yazdığım Viyana hayvanat bahçesinden daha küçüktü ama yine de gayet yeterli büyüklükte bir yerdi. Ayrıca burada Viyana’dakinden farklı olarak Java gergedanı ve yeleli kurdu görme fırsatım oldu. Hayvanat bahçesinde beğendiğim özelliklerden bir tanesi de tüm şehrin ortasından geçen İsar Nehri’nin hayvanat bahçesinin de içinden geçmesi ve tasarımsal olarak hayvanat bahçesinin her tarafına suyun akabileceği kanallar yapılması oldu....

Bugün turistik amaçlı Münih’e gittik. İstanbul Uçağı ile aktarma yapmak üzere İstanbul’a geldik. Münih’e uçacak olan TK1635 uçağını bekledik.12.00 Uçağımızın 25 dakika rötarı ile nihayet Münih’e vardık. Şehrin ana metro hattı hava alanına gelmediğinden aynı şirketin hava alanı treni biletini almamız gerekti. Tren ile otelimiz olan Holiday Inn Express West’e geldik, yolculuk yaklaşık 1 saat sürdü. 19.13 Otele yerleştikten sonra etraftaki market ve benzeri yerleri dolaşmaya başladık ancak saat geç olduğundan bir benzinliğin marketinden alışveriş yapabildik....

Hocam iyi günler hoş geldiniz! Yazılım ve Tasarım ile uğraşıyoruz. Özgür yazılım övüyoruz. İyi olan mülk yazılımlar da oluyor. Ömer dövüyoruz. Sınıf grubuna gelen yeni mesajlardan haber alıyoruz. Kerem dövüyoruz. Ama özellikle Ömer dövüyoruz. NFT kesinlikle kabul etmiyoruz. Kripto para konuşup dövüyoruz. Barbaros laptoplardan şikayet ediyor. Ömer “Ama Google’un şu ürünü güzel” diyor. JavaScript sevenler var. Tarık kripto para durumlarını söylüyor ve Kali’ci. Okulda saçma olan şeyleri konuşuyoruz. Matematik ve genel kültür ile alakalı konuşuyoruz....

Kazablanka İlk olarak adalet binasında durduk. Ardından Hasan II Camii’ne tekrardan gittik, gündüz halini de görelim diye. Turistler topluluk halinde camiyi gezmeye giriyorlardı. İstisna demiştim, cami yapımı için alınan fazlaca bağış boşa gitmesin diye bu camiye ücretli olarak turist alınıyor. Biz Müslümanlar olarak ücretsiz girdik. Fotoğraflarımızı çekindikten sonra cami ve okyanus manzarası olan bir sahile gittik. Oradan sonra Tarihi Habuş Meydanına gittik. Dükkanları gezdikten ve son alışverişlerimizi de yaptıktan sonra bir AVM’ye uğrayıp Havalimanına geçtik....

Fes Fes şehri El-Bali (eski) ve El-Cedid (yeni) kısımlarından oluşuyor. Ülkedeki en büyük saray Fes’te. Kendisi gibi kapısı da çok büyük. Yılda üç kere, portakala benzeyen turunçgillerden bir meyveye karbonat dökülerek temizleniyor. Eskiden idam cezalarının uygulandığı meydan da burası. Fes’in 40 bin sokaklı çarşısına gitmeden önce şehrin tamamının göründüğü bir tepeye çıktık. Ardından medina bölgesine geçtik. Çarşının giriş kapısının dış tarafı mavi, iç tarafı yeşil. Yeşil kullanılmasının sebebi Hz. Muhammmed (s....

Rabat Yine erken saatte Rabat için yola çıktık. Otobüsümüzün arızalanmasıyla yolumuz yaklaşık 1 saat uzadı, cuma namazına yetişemedik. Ülkede kral hangi şehirdeyse o şehirde bayraklar dikiliyor, Rabat’a giderken yolda bir sürü bayrak gördük. Fas’ın başkenti olan Rabat şehrini ikiye bölen Ebu Rekrek nehrini gördük. Geziye şimdiki kralın dedesinden ismini alan Muhammed V Mozolesi’nden başladık. Kral o sırada mozolenin yanındaki camide olduğu için başta bizi almadılar, Türkiye falan diyince adam aldı (burada Türkleri çok seviyorlar)....

Suvayr Sabah erken saatte Atlas Okyanusu kıyısındaki, Osmanlı’da Mogador denilen Essaouira yani Türkçe adıyla Suvayr şehrine gitmek için yola çıktık. Yolculuk 3-4 saat sürdü, arada dünyada sadece Fas’ın o bölgesinde yetişen argan ağaçlarını gördük ve meyvelerinden argan yağı elde edilmesini izledik. Meyvenin kabak çekirdeğine benzeyen çekirdeğinin kavrulması, öğütülmesi ve çıkan sıvının yoğurulmasıyla elde ediliyor. Oldukça değerli bir bitkisel yağ. Essaouira’ya geldiğimizde önce sahile yakın bir yerde durduk. Suyun dibi kum olduğu için belirli bir mesafeye kadar sarı görünüyor, sonra mavileşiyor....

Sabiha Gökçen Havalimanı, Uçuş Gecesi Yolculuğumuzu anlatmaya buradan başlıyorum. Normalde Ankara’da yaşıyorum ama uçağımız olduğu için Ramazan bitmeden bir iki cami gezelim, hem İstanbul da bayram öncesi boş olur diyerek İstanbul’a iki gün önceden arabayla geldik. Uçağımız gece 12’den sonraydı. Fırsatımız belki olur belki olmaz diyerek babaannemi, anneannemi vs. uçağı beklerken bayramlaşmak için aradık. Daha önceden bize gelen bilgiye göre Fas’ta hilal görülemediği için Ramazan’a bizden 1-2 gün geç başlamışlar, bayramın da öyle olması bekleniyordu (hatta sırf o yüzden gitmekten vazgeçmeyi düşünmüştük)....

Kim aldı bunları yine içeri? Kırk kere söyledik ama çekime başladığımızda içeriye kimseyi almayın diye. Ensar nerede? Buradayım! Yahu sanki bilimsel deney yapıyoruz. Altı üstü çökertme kebabı nasıl yapılır onun videosunu çekiyoruz. Ensar! Kızdırma beni. Sen istedin diye çekiyoruz onca derdi. Neymiş Ömer’in canı çekmiş. Adam uzun yoldan geldi. Canı çekmiş yapmayalım mı? İyi. Sen onu yap da bir kargo sipariş etmiştim onu alıp geliyorum ben. … Yusuf? Naber, kanka?...

Bugün Viyana Teknoloji Müzesi’ne gittik. Google yorumlarında 7 saatte gezdiğini söyleyen bir adam vardı, dediğinde haklıymış. 5 saatte gezdik biz de içeride pek çok teknolojik cihazın tarihsel gelişimini, bir sürü mesleğin eski ve yeni hallerini, sanayi devriminden modern teknolojiye hatta ondan fazla biyomimikri örneğini görebilirsiniz. Müzenin en sevdiğim yanı tamamen ziyaretçilerle etkileşimli bir şekilde yapılmış. Müzeye girdiğiniz andan itibaren teknolojik cihazların nasıl çalıştığı ya da enerjinin nasıl üretildiği hakkında bir sürü etkileşim mevcut....